top of page

Gül Yetiştiren Adam üzerine

  • Yazarın fotoğrafı: asimustun1
    asimustun1
  • 2 May 2021
  • 2 dakikada okunur

Bir süre önce Yusuf Kaplan’ın tavsiye ettiği 100 kitaplık listeyi gördüm. Buradaki öncelikli amaç aydın bir nesil yetiştirmek. Kitap listesini hazırlarken, bu listeyi gruplara ayırmayı tercih ediyor. İlk seride derse başlamadan önce dertlenmeyi sağlamak. Dert olmadan ders olmaz diyor. Daha sonraki gruplarda derslere başlıyor.

Kitapları okurken 4 kalem tekniği dediği bir yol izliyor. Bu tekniğe göre kitap okurken 4 farklı renkli kurşun kalem kullanıyor. Yeşil kalemle kilit kavramların, kırmızı kalemle önemli satırların altı çizilecek. Mavi kalemle atlanmayacak yerler işaretlenecek. Siyah kalemle sayfa kenarındaki boşluklara notlar yazılacak. Günümüzdeki görsel merkezli yaşantımızı kitaba uyarlamayı hedeflediğini söylüyor.

Kitap listesinin ilk grubundaki kitaplardan Rasim Özdenören’in “Gül Yetiştiren Adam” kitabı elimde olan bir kitaptı. Bir süredir duruyordu. Ama listeyi görene kadar pek dikkatimi çekmedi. Elime geçtikçe bu listeyi okumaya devam ederim. Bu arada kitabı sesli kitap haline getirip yayınladım. Dil olarak sade bir dili var. Birbirinden farklı 2 olay arasında gidip gelen yapısı başlangıçta algılamayı zorlaştırıyor. Zamanla olayları ayırt etmeyi başarıyorsun. Kitabın sonunda iki olayı birbirine bağlamasını çok zayıf buldum. Olayların birbiriyle ilişkisini de göremedim. Daha sonra tekrar okumam gerek. İki olayın da kendi içinde dinlenecek güzel yönleri var. Birinden başlamak lazım.

İlk olarak kendi davasını savunmak için sessiz protesto yapan bir çiçekçi görüyoruz. Uzun zamandır evinden çıkmadan gül yetiştiriyor. Zamanında kendi yoldaşları, kendi davaları uğruna canlarını verebilecek kadar fedakar olmalarına rağmen, gül yetiştiren adam olaylardan sonra kendisini kabuğuna çekmeye karar veriyor. Sonrasında peygamberin sevdiği çiçek olan gül yetiştirmeye başlıyor. Zaman ilerledikçe güllerin kokusu çevreye yayılmaya başlıyor. Etraftakilerin tanımadığı gül yetiştiren adam, halkın gözünde deli gibi görünüyor. Ama deli, böyle güzel gül yetiştiremez. Bu yüzden akıllı deli diyorlar.

Günün birinde torunun çocuğu eve aşure getiriyor. Bir süre konuştuktan sonra konu namaza geliyor. Ertesi gün sabah namazına gitmeye hazırlanıyorlar. 50 yıl sonra dışarı çıkınca etraftaki her şeyin değiştiğini görüyor. Camiye gidene kadar etraftaki binalar, dükkanların vitrinler, şu anda olmayan akarsu.. bir süre torununa sorduktan sonra yılmaya başlıyor ve sormayı bırakıyor. En sonunda camiye geldiklerinde en azından caminin değişmediğini görüyor. Ta ki camiye girene kadar. İçerdeki modern halılar, bazıları takkeli, bazıları sade, kimisinin sakalı var. Cami girişinde fötr şapka görüyor. Kendi içinde küçük bir şok geçiriyor. Bir köşeye geçip oturuyor. Sonrasında yanlarından cübbesiyle imam geçiyor. En azından imam halen aynı diyor kendi içinde.

Namazı kıldıktan sonra imamın sakalsız olduğunu görüyor. Cübbesini çıkardıktan sonra halktan biri olduğunu görüyor. Bundan sonra cemaate sesleniyor. Kendilerinin Mecusi olup olmadıklarını soruyor. Sonra Nasrani olup olmadıklarını soruyor. Kendilerinin Müslüman gibi namaz kıldıkları halde Müslüman gibi görünmediklerini söylüyor. Hangi İslam? Kime benzerseniz onlardan olursunuz! Camiden çıkarken cemaatin başı önlerine eğik bir şekilde camiden çıkmaya başlıyorlar.

Olaylardan biri özetle böyle geçiyor. Diğer durumda kumarhanede başlayan olaylar anlatılıyor. Yatalak olan fabrikatör Çarli’nin eşi Sitare ve yazar arasında geçen diyaloglar ağırlık basıyor. Çarli Sitare için eski eşinden boşanıyor. Sitare dışarıdan servetin üzerine çöken biri gibi görülüyor. Ancak kendi içinde yaşadıkları ve çevresinin onu bir kalıba sokmak istemesi, onu çeşitli sıkıntılı bir hale sokuyor. İnsanların algıladığından daha farklı biri olduğunu söylüyor. Aradaki diyalog olduğundan farklı görülen olayların eleştirisi yapılarak ilerliyor. Kitabın sonunda Sitare’nin öldüğünü ve Gül yetiştiren adamın sonradan başına gelenlerden bahsedilerek bitiriliyor.

Sakin bir kafayla okunması gereken bir kitap. İz yayıncılığın yayınladığı kitap, 144 sayfa. Şimdi tekrar düşününce kendi kalıplarımıza değinen bir esermiş. Önyargılı düşüncelerimiz ve hakikatlerden uzaklaştırılmamızdan bahseden bir eser.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
ZAMAN ÜZERİNE

Geçen birkaç haftadan beri komplo teorileri üzerine programları izliyorum. Bu süreçte geçen konular arasında çeşitli kuruluşlar, beyin...

 
 
 

Yorumlar


Yazı: Blog2_Post

İletişim

(+90) 5071450983

Takip Et

  • Facebook
  • LinkedIn

©2021, Asım Üstün tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page