--“BEŞ SEVGİ DİLİ” ÜZERİNE—

Birkaç gün önce akşamüzeri yolda yürürken kaldırımda kitap tezgahına denk geldik. Satıcıyla konuşurken ikinci el kitap satmakta olduğundan bahsetti. Kitapları önceden sahaflardan aldığını, daha sonrasında müşterilerden gelen kitapları alıp sattığını söyledi. Bundan sonra kitaplar arasında dolaşmaya başladık. Farklı konulardan 150’ye yakın kitap vardı. Aralarından birkaç tane kitap seçtikten sonra yolumuza baktık. Sanırım biraz açgözlü davrandık. Eve geldiğimizde 7 tane kitap almışız. Kitaplardan bir tanesini satıcı hediye etmişti.

Bu kitaplar arasında ablamın tavsiyesi üzerine “beş sevgi dili” kitabını aldım. Uzun zamandır böyle bir konu hakkında aklımda sorular vardı. Sevgi nedir? Sevmek, sevilmek nedir?... ve benzeri sorular uzun süredir aklımdaydı. Bu kitap bireysel olarak bu soruma tam cevap veremedi. Sonuçta bu bireyin kendi yolculuğu. Herkesin cevabı kendisine ait. Yine de sevginin iletişim üzerine olduğunu anlatan hoş bir eser.

Bu arada uzun zamandır uygun bir tercüme kitaba denk gelmemiştim. Genelde çeviri kitaplarda düzgün cümleler bulmak bayağı yok. İnsana zamanı boşuna geçiriyormuş gibi hissettirebiliyor. Kitabı yayınlayan “Koridor Yayınevi” kesinlikle harika bir çeviri yapmış. Yayınevinin diğer kitaplarına da bakınca birçok popüler romanı görmek te mümkün.

Gary Chapman evlilik danışmanı olarak yaşadığı tecrübelere göre çiftler arasında sevginin tanımına yönelmiş. Gary’ye göre her birey kendi sevgi tanımına sahiptir. Kişinin yetişme şekli, yaşamı ve bunun gibi değişkenler kişinin kendi sevgi tanımını oluşturmakta. Eğer kişiye kendi sevgi anlayışı-diliyle yaklaşırsak kişinin sevgiye olan ihtiyacını gidermiş oluyoruz.

Çiftlerde yaşanan genel problem birbirilerinin sevgi dillerini anlamamaktan kaynaklanıyor. Eğer karşımızdaki kişiye yanlış sevgi diliyle yaklaşırsak, sevilen kişi kendini sevilmiş hissetmiyor( yazarın tabiriyle sevgi deposu dolmuyor). Bunun sonucunda arada soğumalar görülebiliyor. Kişi karşısındakinin sevgi dilinden konuştuğu zamansa, aralarındaki muhabbet de artmaya başlıyor.

Bu diller genel olarak 5 kısma ayrılıyor. Bunun dışındakileri ise dilin çeşitli şiveleri olarak alıyor. Bunlar içinde ilk olarak “onaylayıcı kelimeler” den bahsedebiliriz. Bu dile sahip insanlar arasında anlatıcı dinleyici ilişkisi içinde olması gerekiyor. Dinleyici olmak bu işin zor kısmı. İnsanlar genelde olaylara tepki vermeye meyilli. Dinleyici olayı olduğu gibi kabul etmesi gerekir. Sevgi sözcükleri, genel sohbet vb. eylemler bu dilin gerekliliklerindendir.

“Kaliteli zaman” diliyle yaşayan insanlar, aktivite yapmayı seven insan tipidir. Birlikte yapılan eylemlerle sevgi depolarını dolduran insanlardır.

Bazı insanlar “hediye alma” dan hoşlanır. Hediyenin büyüklüğünden çok, karşı tarafı sevindirmek amacı güden bir dildir. Bundan dolayı maddiyattan çok kişiye verilen değeri gösteriyor.

“Hizmet eylemleri” dilini benimseyen insanlar için o kişiye yapılan işlerle kendi sevgi ihtiyacını karşılar. Bu insanın bakış açısı doğrultusunda çeşitli temizlik, ev işleri veya ne tarz bir hizmetten hoşnut olacaksa o tür hizmetle sevgi deposu doldurulabilir.

En son bahsedilen “fiziksel temas” dilinden anlayan kişiye yapılacak olan sarılma, saçlarını okşama, dokunma gibi eylemleri içeriyor.

Hepimiz bir tane ana dile sahip olarak büyüyoruz. Sonrasında başka yabancı diller de öğrenmemiz mümkün. Ana dilin rahatlığı diğer diller kadar etkili olmayabiliyor. Bu sebepten dolayı karşımızdakinin sevgi dilini öğrenmemiz gerekiyor. Yoksa iletişimsizlik gibi etkileşim azalıyor, soğukluk oluşuyor.

Kitapta konuyla ilgili geniş örneklemeler yapılıyor. Yapılan seanslar sonrasında araları düzelen çiftleri anlatıyor. Gerek seminer notları, gerek ses kayıtları, bunlara ulaşarak iyileşmiş ilişkiler var. Uyumu sağlamak önemli. Okuması zevkli, güzel bir kitaptı. Hafif bir dili vardı. Okunmasını tavsiye ederim.